Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), keneler tarafından taşınan Bunyaviridae ailesine bağlı Nairovirüs grubuna ait bir virüsle oluşan genel olarak ateş, halsizlik, iştahsızlık, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve ağır vakalarda kanama gibi bulgular ile seyrederek ölümlere neden olabilen zoonotik (hayvanlardan insanlara bulaşan) karakterli bir enfeksiyon hastalığıdır. Kenenin ısırmasından sonra inkübasyon periyodu 1-3 gündür. İnsan 3 gün içinde ölür ya da hayatta kalır.
Bulaşma
- İnfekte kenenin ısırması
- Üremik hayvanların kesilmesi sırasında hayvana ait kan ve dokularla temas
- İnfekte hastalıklardan (nazokomiyal)
-Sekresyonla direkt temas
-İnfekte doku ve kan teması
-Laboratuvarlardan
Hylema türüne ait 300’e yakın kene bulaştırır. Mayıs ve ekim aylarında özellikle kenelerin çok olduğu zamanlarda daha çok görülmektedir. Virüsün taşınması transovarial (Anne keneden yumurtasına aktarım) ve transtadial (evreden evreye) döngü ile gerçekleşmektedir.
Keneler nasıl tanınır ve nerelerde bulunur?
Keneler otlaklar, çalılıklar ve kırsal alanlarda yaşayan küçük oval şekillidir. 6-8 bacaklı, uçamayan, sıçrayamayan hayvanlardır. Hayvan ve insanların kanlarını emerek beslenirler ve bu sayede hastalıkları insanlara bulaştırabilirler.
Ülkemiz kenelerin yaşamaları için coğrafi açıdan oldukça uygun bir yapıya sahiptir. Türlere göre değişmekle beraber kenelerin, küçük kemiricilerden, yaban hayvanlarından evcil memeli hayvanlara ve kuşlara (özellikle devekuşları) kadar geniş bir konakçı spektrumları mevcuttur.
Hastalık hayvanlarda görülür mü?
Hastalık hayvanlarda görülür fakat belirti göstermeden seyreder. Bu yüzden hastalığın görüldüğü bölgelerdeki hayvanlar sağlıklı görülse de hastalığı bulaştırabilirler. Bu sebeple hayvanların özellikle kanlarına, vücut sıvılarına ve dokularına çıplak elle temastan kaçınmak gerekir. Hastalığın bulaşmasını engellemek için hayvan sahiplerinin kenelere karşı olan ilaçlarla doğru yöntemler kullanılarak ilaçlama yapılmalıdır.
Virüsü alan insanlarda ne gibi belirtiler görülür?
- İnsanlarda çok ciddi hemorajik (cilt içi ve diğer alanlarda kanama) ateşe neden olur.
- Ateş, şiddetli baş ve kas ağrısı, sırt ve karın ağrısı, bulantısı ve kusma ile ani belirgin bir dermansızlıkla başlar.
- En dramatik belirtiler, deri altı dokular, gastrointestinal ve genitourinar yolları döşeyen mukozal yüzeyler boyunca yaygın kanamalar ile karakterizedir.
- Karaciğer nekrozu (dokuların ölümü), kalp dokusunda ve merkezi sinir sisteminde hasar vardır.
- İshal, iştahsızlık yapar.
- İyileşme 9-10. günlerde görülür.
- Ateş
- Kırıklık
- Baş ağrısı
- Halsizlik
- Kanama pıhtılaşma mekanizmalarının bozulması sonucu; Yüz ve göğüste kırmızı döküntüler gözlerde kızarıklık, Gövde, kol ve bacaklarda morluklar, Burun kanaması, dışkıda ve idrarda kan görülür.
KKKA hastalığı insandan insana bulaşır mı?
Hastalığa yakalanan kişilerin kan, vücut sıvıları ve çıkartıları ile hastalık bulaşabilir. Bu nedenle hasta ile temas eden kişiler gerekli korunma önlemlerini (eldiven, önlük, maske v.b.) almalıdır. Kan ve vücut sıvıları ile korunmasız temastan kaçınılmalıdır. Bu şekilde bir temasın olması durumunda, temaslının en az 14 gün süreyle ateş ve diğer belirtiler yönünden takip edilmesi gerekmektedir.
Kimler risk altındadır?
- Hastalığın görüldüğü bölgelerde yaşayan tarım ve hayvancılık ile uğraşan çiftçi ve çobanlar,
- Kasaplar ve mezbaha çalışanları,
- Veteriner hekimler,
- Askerler,
- Korunmasız olarak kamp ve piknik yapanlar,
- KKKA hastaları ile temas eden sağlık personeli,
- Laboratuvar çalışanları
- Hasta yakınları risk altındadır.
Hastalığın tanısı nasıl yapılır?
Hastalıkta erken tanı, ihtiyaç duyulduğunda kan ve kan ürünlerinin sağlanması ve etrafa bulaşın önlenmesi açısından çok önemlidir. Hastalığın kesin tanısı serum örneğinde PCR ile viral RNA’nın ya da ELISA ile spesifik IgM antikorlarının gösterilmesi ile konulur.
Kırım Kongo Kanamalı Ateşinden korunmak için;
- Tarla, bağ, bahçe, orman ve piknik alanları gibi kene yönünden riskli alanlara gidilirken, kenelerin vücuda girmesini engellemek maksadıyla mümkün olduğu kadar vücudu örten giysiler giyilmeli, pantolon paçaları çorapların içerisine sokulmalı ve ayrıca kenelerin elbise üzerinde rahat görülebilmesi için açık renkli kıyafetler tercih edilmelidir.
- Kene yönünden riskli alanlardan dönüldüğünde kişi kendisinin ve çocuklarının vücudunda kene olup olmadığını kontrol etmeli, kene tutunmuş ise hiç vakit kaybetmeden çıplak el ile dokunmamak şartıyla vücuda tutunduğu en yakın yerden tutarak uygun bir malzeme ile çıkarmalıdır.
- Kişi keneyi kendisi çıkaramadığı durumlarda en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır.
- Hayvanların kanlarına, vücut sıvılarına veya dokularına çıplak el ile temas edilmemelidir.
- Hastalığa yakalanan kişilerin kan, vücut sıvıları ve çıkartıları ile hastalık bulaşabildiğinden, hasta ile temas eden kişiler gerekli korunma önlemlerini (eldiven, önlük, maske v.b.) almalıdır.
- Keneler kesinlikle çıplak el ile öldürülmemeli ve patlatılmamalıdır. Keneler üzerine sigara basmak, kolonya, gaz yağı gibi maddeler dökmek kenenin kasılmasına sebep olarak vücut içeriğini kan emdiği kişiye aktarmasına sebep olacağı için yapılmamalıdır.
Vücuda kene tutunduğunda ne yapılmalıdır?
Kuşkusuz kenenin zaman geçirmeden uzaklaştırılması en öncelikli konudur. Keneler barındırdıkları hastalık etkenlerini genellikle konaklarına tutunduktan belirli bir süre sonra (12-24 saat) tükrük salgıları ile vermeye başlamaktadırlar. Kene ne kadar uzun süre kan emerse, o kadar fazla miktarda etkeni verir. Bundan dolayı kenelerin fark edilir edilmez uzaklaştırılması, hastalıktan korunmayı sağlayacağı gibi muhtemel infeksiyon durumunda alınabilecek virüs yükünü de düşük tutmada yararlı olur. Ancak çabuk davranmak adına paniğe kapılmak, çevredeki insanların ve sağlık çalışanlarının işini zorlaştırmaktan başka bir işe yaramamaktadır.
Keneyi tutunduğu yerden çıkarmak kolay bir işlem olup paniğe kapılınılmadığı sürece, her birey kendisi ve bir başkası üzerindeki keneyi kolaylıkla çıkarabilir. Keneye dokunmakla hastalığın bulaşması söz konusu değildir; ancak çıplak el ile ezilmesi virüsün derideki çatlaklardan girmesine yol açabilir. Bu nedenle, bütün kene uzaklaştırma işlemleri sırasında koruyucu eldiven giyilmesi gerekir.
Bu amaçla kullanılabilecek en uygun araç, ince uçlu pens veya cımbızdır. Kene, bu aletlerle olabildiğince deriye en yakın yerden tutularak yavaş ve sabit bir kuvvetle ters yönde çekilmelidir. Gerekli aletin olmadığı durumlarda, bir pamuk ipliği, deriye tutunduğu en yakın noktadan kenenin ağız organelleri etrafına sarılarak kene aynı şekilde çekilebilir. Çekme işlemi sırasında, kenenin sağa sola oynatılmasının veya bükülmesinin fazla yararı yoktur; hatta bilinçsizce yapıldığında ağız organellerinin kopmasına ve deri içinde kalmasına neden olabilir.
Kenelerin çıkarılmasını takiben bölgenin antiseptiklerle temizlenmesinde yarar vardır. Çıkarılan keneler hiç bir şekilde elle ezilmemeli veya doğaya bırakılmamalıdır. Bu keneler, içinde alkol, kolonya, çamaşır suyu veya insektisit bulunan küçük kaplar içine konarak öldürülebilir. Tür tayini için uzmanlara gönderilmesi düşünülen örnekler, en az %70’lik alkolde muhafaza edilmelidir. Virüs araştırılmasına yönelik moleküler yöntemlerin kullanılacağı durumlarda ise keneler, laboratuvara hiçbir şeyle muamele edilmeden -20°C ve altı soğuk zincirde gönderilmelidir.
KKKA hastalığı nasıl tedavi edilir?
Destek tedavisi, tedavinin temelini oluşturur. Bunun yanında hastanın sıvı-elektrolitlerinin ve kan değerlerinin izlenmesi gerekmektedir. Gerekirse taze donmuş plazma ve trombosit süspansiyonu verilebilir. Hastalığın spesifik bir tedavi şekli malesef yoktur.
Daha önce Bulgaristan’da aşı geliştirildiği ve etkili olduğuna dair bildirimler var ise de, bugün için modern anlamda insanlarda kullanılan bir aşı yoktur. Ancak aşı geliştirme çalışmaları Bakanlığımızın desteği ile ülkemizde devam etmektedir.