Hayvancılık sektörü Türkiye’de, nüfusun yeterli ve dengeli beslenmesi, kırsal kalkınmanın gerçekleştirilmesi, tarımsal işsizliğinin azaltılarak köyden kente göçün önlenmesi gibi ekonomik ve sosyal açılardan stratejik bir öneme sahiptir.
Kırmızı et; insan beslenmesindeki öneminin yanı sıra coğrafi özelliklerinin büyükbaş ve küçükbaş hayvancılığa elverişli olması, kültürel yapısı itibariyle Türkiye için ayrı bir önem taşır.
Büyükbaş ve Küçükbaş Hayvancılık İşletmelerinin Yapısı
Türkiye coğrafi özellikleri bakımından hayvan yetiştiriciliği için önemli bir potansiyele sahiptir. 1970’li yıllara kadar hem büyükbaş hem de küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinin önemli bir bölümü, yerli ırklarla ve doğal otlaklarda yapılan mera hayvancılığı şeklindedir. TÜİK ’in 2001 yılında yapmış olduğu tarım sayımı sonuçlarına göre %30 azalan çayır-mera alanları 14.6 milyon ha civarındadır (TÜİK, 2017e). Günümüzde, mevzuatla alınmaya çalışılan bazı önlemlere rağmen, çayır-mera alanları yetersiz durumdadır.
Et hayvancılığı, büyük meraların veya ucuz yem hammaddesi üretimiyle büyük arazilerde ekstansif ve etçi ırklara dayalı olarak yapılabilmektedir. Türkiye’de ise kırmızı etin önemli kısmı sütçü veya kombine verimli ırklardan elde edilmektedir. Hayvancılık, küçük ölçekli işletmelerde ve bitkisel üretim faaliyeti ile birlikte yapılmaktadır.
Türkiye’nin büyükbaş hayvan varlığının tamamına yakınını sığırdan oluşturmaktadır. 2007 yılında 11 milyon 36 bin baş olan sığır sayısı, aynı yıl yaşanan hayvancılık krizinden sonra 2008-2009 yıllarında azalmış ve 2009 yılında 10 milyon 724 bin başa gerilemiştir (HAYGEM, 2015; TÜİK, 2017f). Kriz sonrası izlenen politikalarla 2016 yılında 14 milyon 80 bin baş sığır varlığına ulaşılmıştır.
Küçükbaş hayvan varlığının önemli kısmı ise koyundan oluşmaktadır. 2007 yılında 25 milyon 462 bin baş olan koyun varlığı, 2009 yılında 2007 yılına göre %14.6 azalarak, 21 milyon 750 bin başa kadar gerilemiştir. Keçi varlığı 2007 yılında 6 milyon 286 bin baş iken, 2009 yılında % 18.4 azalarak 5 milyon 128 bin başa gerilemiştir.
Koyun ve keçi yetiştiriciliğine verilen destekler, özellikle Çanakkale ve İzmir illerindeki Damızlık Koyun Keçi Yetiştirici Birliklerinin kurulması ve etkin çalışmasının yanı sıra 2007 yılından itibaren Bakanlık tarafından başlatılan ıslah projeleri ve keçi sütünün yararları hakkında medyada çıkan haberler talebi arttırmış ve 2016 yılında keçi varlığı 10 milyon başı, koyun varlığı ise 30 milyon başın üzerine çıkmıştır.
Kesilen Büyükbaş ve Küçükbaş Hayvan Sayıları ve Et Üretimi
Ülkelerin sahip oldukları hayvan varlıkları, hayvancılık sektörünün gelişmişliğine dair fikir verse de kırmızı et sektörünün mevcut durumunun değerlendirilmesi açısından tek başına yeterli değildir.
Kesilen sığır ve keçi sayıları canlı hayvan varlığı ile benzerlik göstermekte ve 2007-2009 yıllarındaki azalmadan sonra tekrar yükselmiştir. Kesilen koyun sayısı aynı yıllarda (2007-2009) daha belirgin (% 63) bir düşüş yaşamış ve 6 milyon 428 bin baştan 3 milyon 997 bin başa kadar gerilemiştir. 2010 yılında ise önemli bir yükselmeyle (% 73) 6 milyon 873 bin başa ulaşmış, 2012 yılında ise 4 milyon 541 bin başa gerilemiştir. 2016 yılında ise 3 milyon 900 bin baş sığır, 4 milyon 83 bin baş koyun ve 1 milyon 756 bin baş keçi kesildiği görülmektedir. 2016 yılında kesilen sığırlardan 1 milyon 59 bin ton, koyunlardan 82 bin ton ve keçilerden de 31 bin ton et üretilmiştir (TÜİK, 2017d).
Kırmızı Et İşleme Sanayisi
Türkiye’de kırmızı et işleme sanayisinde üretilen ürünlerin tüketiciye ulaştırılmasında birçok kurum ve kuruluş görev almaktadır. Başlıcaları:
Belediye mezbaha ve kombinaları
Et ve Balık Ürünleri A.Ş.’ne (EBK) ait kombinalar/Et ve Süt Kurumuna ait kombinalar
Özel sektöre ait mezbaha ve kombinalar
Et mamulleri üreten özel sektör tesisleridir.
Türkiye’de hayvan satış yerleri, 24.12.2011 tarihli ve 28152 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Hayvan Satış Yerlerinin Ruhsatlandırılma ve Denetleme Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik” çerçevesinde ruhsatlandırılmaktadır. Bu kapsamda Türkiye’de toplam 114 Ruhsatlı Hayvan Pazarı ve 15 Hayvan Borsası olmak üzere toplam 129 ruhsatlı hayvan satış yeri bulunmaktadır.
Besiye alınan hayvanlar, kesim için uygun ağırlığa ulaştıklarında kırmızı et üretiminin ikinci aşaması olan kesime gönderilmektedir. Türkiye’de 210’u özel sektöre ve 425’i kamuya ait olmak üzere toplam 635 adet kesimhane bulunmaktadır.
Kesim işlemi sonrası işlenecek olan kırmızı etler işleme tesislerine gönderilmektedir. 2013 yılında et işleyen ve depolayan 238 işletme, et ve kümes hayvanları etlerinden üretilen ürünleri imal eden 239 işletme bulunmaktadır. İşlenmeyecek olan etler ise kasaplar, zincir mağazalar, toptancılar gibi satış noktalarına veya ihracata gönderilmektedir.
Türkiye’de 2008-2009 yıllarında tüm kırmızı et çeşitlerinin üretiminde azalma yaşanmıştır. 2007 yılında 431 bin ton olan sığır eti üretimi 2009 yılında % 24.5 azalarak, 325 bin ton olmuştur. Keçi eti üretimi oldukça azdır. 2016 yılında kesilen yaklaşık 3 milyon 900 bin baş sığırdan, 1 milyon 59 bin ton kırmızı et sağlandığı görülmektedir.
Türkiye’de ortalama sığır karkas verimi 270 kg/baş’tır. Afrika ve Asya kıtaları ortalamasından yüksek olan verim düzeyi diğer kıtaların ve dünya ortalamasının ise altındadır (ESK, 2013).
Kırmızı Et Üretim İstatistikleri, I. Çeyrek: Ocak – Mart, 2019
Toplam kırmızı et üretimi I. çeyrekte 211 435 ton olarak tahmin edildi
Toplam kırmızı et üretimi bir önceki çeyreğe göre %18,6, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %16,5
oranında azaldı. Toplam kırmızı et üretimi içinde sadece kesimhanelerde üretilen kırmızı et miktarı ise
174 bin 52 ton olarak gerçekleşti.
Sığır eti üretimi 191 bin 287 ton olarak tahmin edildi
Sığır eti üretimi bir önceki çeyreğe göre %20,2, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %13,7 oranında
azaldı.
Koyun eti üretimi 17 bin 932 ton olarak tahmin edildi
Koyun eti üretimi bir önceki çeyreğe göre %0,2 artarken bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %33,7
oranında azaldı.
Kırmızı et üretim miktarı, 2018 – 2019
Kırmızı Et Üretim İstatistikleri, II. Çeyrek: Nisan – Haziran, 2019
Toplam kırmızı et üretimi II. çeyrekte 255 455 ton olarak tahmin edildi
Toplam kırmızı et üretimi bir önceki çeyreğe göre %20,8 artarken, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre
%4,1 oranında azaldı. Toplam kırmızı et üretimi içinde sadece kesimhanelerde üretilen kırmızı et
miktarı ise 176 bin 629 ton olarak gerçekleşti.
Sığır eti üretimi 223 bin 693 ton olarak tahmin edildi
Sığır eti üretimi bir önceki çeyreğe göre %16,9 artarken, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %5,2
oranında azaldı.
Koyun eti üretimi 30 bin 600 ton olarak tahmin edildi
Koyun eti üretimi bir önceki çeyreğe göre %70,6, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %11,9 oranında
arttı.
Kırmızı et üretim miktarı, 2018 – 2019
Kırmızı Et Üretim İstatistikleri, III. Çeyrek: Temmuz – Eylül, 2019
Toplam kırmızı et üretimi III. çeyrekte 443 014 ton olarak tahmin edildi
Toplam kırmızı et üretimi kurban bayramının gerçekleştiği III. çeyrekte bir önceki çeyreğe göre %73,4, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %30,5 oranında arttı. Toplam kırmızı et üretimi içinde sadece kesimhanelerde üretilen kırmızı et miktarı ise 180 bin 759 ton olarak gerçekleşti.
Sığır eti üretimi 398 bin 24 ton olarak tahmin edildi
Sığır eti üretimi bir önceki çeyreğe göre %77,9, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %29,8 oranında arttı.
Koyun eti üretimi 34 bin 726 ton olarak tahmin edildi
Koyun eti üretimi bir önceki çeyreğe göre %13,5, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %21,7 oranında arttı.
Kırmızı et üretim miktarı, 2018 – 2019
Kırmızı Et Üretim İstatistikleri, IV. Çeyrek: Ekim – Aralık, 2019
Toplam kırmızı et üretimi IV. çeyrekte 291 bin 565 ton olarak tahmin edildi
Toplam kırmızı et üretimi bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %12,3 artarak 291 bin 565 ton olarak tahmin edildi.
Bir önceki yıllık toplama göre %7,4 artarak 1 milyon 201 bin 469 ton olarak tahmin edildi. IV. çeyrekte toplam kırmızı et üretimi içinde sadece kesimhanelerde üretilen kırmızı et miktarı ise 158 bin 911 ton olarak gerçekleşti.
Kırmızı et üretim miktarı, 2010-2019
Bir önceki yılın aynı çeyreğine göre sığır eti üretimi %9,5 artarak 262 bin 476 ton olarak tahmin edildi. Diğer yandan koyun eti üretimi %45,9 artarak 26 bin 123 ton ve keçi eti üretimi ise %57,5 artarak 2 bin 967 ton olarak tahmin edildi.
Kırmızı et üretimi, IV. Çeyrek, 2018-2019
Sorunlar ve Öneriler
Hayvancılık Sektörüne Bağlı Sorunlar ve Öneriler
Türkiye’de son 15 yılda, hayvancılık konusunda çok büyük reformlar gerçekleşmiştir. Ancak bu reformlar, büyükbaş hayvan yetiştiriciliği başta olmak üzere sektördeki birçok sorunu çözmeye yeterli olamamıştır. Irkların ıslah edilmemesi, yeterli miktarda ucuz ve kaliteli yem bitkisi üretilememesi sonucu, 2007-2010 döneminde sığır sayısı hariç hayvan popülasyonunda önemli azalmalar yaşanmıştır. Hayvan varlığında görülen önemli azalma kırsal yoksulluğu artırmanın yanı sıra, canlı hayvan arzının düşmesine ve et ürünleri fiyatlarının yükselmesine yol açmıştır.
Bu nedenle, ıslah programları geliştirilmeli, belirtilen kapsamda soy kütüğü ve başta süt ve döl verimi olmak üzere verim kontrolü çalışmaları yaygınlaştırılmalıdır.
En önemli sorunların başında üreticinin yem ihtiyacını karşılayamaması gelmektedir. Bunun sonucunda, üreticinin maliyeti artmakta ve besi hayvanlarının verimleri düşmektedir. Bu sorunun çözümü çayır-mera alanlarının nicelik–nitelik yönünden iyileştirilmesi ve yönetimi, yem bitkileri üretimine gereken önemin verilmesi ve sağlanan desteğin sürdürülmesi ile mümkün olabilecektir.
Bir diğer önemli sorun ise hayvancılık işletmelerinde kayıt tutulmaması ve tutulan kayıtların ise güvenilir olmamasıdır. İzlenebilirliğin sağlanamamasının yanı sıra yeterli ve ciddi kontrol edilmeyen sınırlar ile gümrükler, kırmızı etin kontrolsüzce ve kaçak yollardan iç pazara girmesine yol açmaktadır. Türkiye’de bulaşıcı hayvan hastalıklarının varlığı hayvancılığı ve kırmızı et üretimini olumsuz yönde etkilemekte özellikle şap, brusella, tüberküloz hastalıkları önemli ekonomik kayıplara neden olmaktadır.
Hayvancılık işletmelerinin koşullarını iyileştirmeleri için uygun kredi finansman imkânları, özellikle mevcut küçük ve orta ölçekli besi işletmeleri için, düşük faizli yatırım işletme kredileri kullanımında kolaylık sağlanmalıdır. Yanı sıra hayvancılık sektöründe örgütlenme teşvik edilmeli ve daha önemlisi mevcut örgütlerin etkinliği de arttırılmalıdır.
Süt ve kırmızı et alt sektörleri birbirinin rakibi veya alternatifi değil bütünleyicisidir. Bu nedenle, süt sektöründe rasyonel bir üretim ve pazarlama organizasyonunun kurulması, dönemsel fiyat dalgalanmalarının önüne geçilmesi, et ve süt kurumlarının işbirliğinde piyasa koşullarının düzenlenmesinin etkin şekilde sağlanması ve sürdürülmesi de önemlidir.
Kırmızı Et İşleme Sanayisine Bağlı Sorunlar ve Öneriler
Türkiye’de hayvan yetiştiricileri ile kırmızı et işleme sanayisi arasında entegrasyonunun sağlanamaması, sanayinin kaliteli ve yeterli hammadde teminini güçleştirmektedir. Kasaplık hayvan arzındaki mevsimsel dalgalanmalar nedeniyle et sanayi işletmeleri düşük kapasite ile çalışmaktadır. 2009 yılı verilerine göre; çiğ kırmızı et sanayisinde kapasite kullanım oranı % 26.2, kaplamalı et ve et ürünleri sanayinde ise % 23’dür.
Geleneksel üretim teknikleri kullanılan et işleme sanayisinde, hayvan kesimlerinin büyük çoğunluğu halen küçük ve modern olmayan mezbahalarda gerçekleştirilmekte, et ve et ürünleri çoğunlukla hijyenik ve teknolojik olmayan şartlarda üretilmektedir. Kırmızı et işleme sanayisinde, AB’de olduğu gibi kesim standardı, karkas sınıflandırması ve derecelendirmesi işlemi yapılmamakta, dolayısıyla hayvansal ürün tüketiminde kalite-fiyat ilişkisi yeterince kurulamamakta ve işletmeler arasında haksız rekabet ortamı oluşmaktadır. Ayrıca, besi hayvanı ve kırmızı et pazarlamasında yer alan aracı sayısının azaltılması hem üretici hem de tüketici açısından önemlidir.
Dış Ticarette Meydana Gelen Gelişmelere Bağlı Sorunlar ve Öneriler
Sektörün dış ticaret açısından iki sorunu, ithalatın devam etmesi ve artması ile ihracat potansiyelinden yararlanılamamasıdır. İthalat, yurt dışına döviz transferinin yanı sıra diğer bazı sorunları da beraberinde getirmektedir. İthalat ile gerek hayvan gerek insan sağlığı açısından tehlike oluşturan BSE (Deli Dana Hastalığı)’ nin ve SBV (Schmallenberg Virüsü), mavi dil gibi başka hastalıkların taşınma olasılığı artmaktadır. Sektörün sorunlarını ithalat ile çözmeye çalışmanın sonucunda hayvancılığı bırakacak yetiştiricilerin tekrar hayvancılığa kazandırılması zor görünmektedir.
Et ithalatı politikaları yerine ülke içinde sektörü kalıcı ve sürdürülebilir yönde iyileştirecek, uzun vadeli önlemler alınmalıdır. Ayrıca, Türkiye’nin gerek AB ülkeleri gerekse Orta Doğu pazarına satışta rekabet avantajı bulunan ürünlerden küçükbaş canlı hayvan ve et üretimini artırıcı önlemleri alması, kırmızı et üretiminde sığır eti üzerinde oluşan baskıyı da azaltacak niteliktedir.
SONUÇ
Hayvancılık sektörü üstlendiği ekonomik ve sosyal fonksiyonları ile kırsal kalkınmanın sağlanmasında önemli bir yere sahiptir. Büyük ve küçükbaş hayvan yetiştiricilerinin mevcut durumunun iyileştirilmesi ve yeniliklere adapte edilerek geliştirilmesi için Türkiye’de hayvancılık sektöründe daha gerçekçi ve uzun vadeli planların yapılması gerekmektedir.
Sektör ile ilgili politikaların yetiştiricilerin maliyetlerini gözetmesi, bu amaçla kısa vadeli çözümler yerine yapısal önlemlerin alınması Türkiye’de hayvancılık sektörünün devamlılığı açısından zorunlu görülmektedir. Türkiye mevcut potansiyeli ve sektör deneyimi ile ithalat yapan değil ihracat olanaklarını tartışan bir ülke konumuna gelmelidir.
Kırmızı et sektörünün ikinci önemli parçasını oluşturan kırmızı et işleme sanayisinin kendi ekonomik ve teknik içsel sorunlarının çözümü ile birlikte hayvancılık sektörü ile entegrasyonu sağlanmalıdır. Bu çalışmada yeteri kadar tartışılamayan hayvan refahı ve gıda güvenliği gibi sektörünün ikinci dereceden ancak son derece önemli olan diğer sorunları için de çözümler üretilmelidir.
KAYNAKLAR
1-Türkiye İstatistik Kurumu
2-Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü
3-Özge SAYGIN, Nevin DEMİRBAŞ/Hayvansal Üretim 58(1): 74-80, 2017